“Çocuk Kral’ın Hazineleri” sergisi ve “Richard” oyunu İstanbul’da

Haber: Zeynep Kakı

Tarih boyu keşfedilen en zengin ve en ilham verici antik kral hazinelerinden biri olan ‘Tutankhamun, Çocuk Kral’ın Hazineleri Sergisi’ İstanbul’da.  60 yıldan uzun bir süredir dünyanın birçok yerini dolaşan ve 40 milyondan fazla ziyaretçiyle müzelerin rekorlarını kıran sergi Türkiye’den de büyük ilgi gördü.

Mısır Hanedanı’nın 18. firavunu olan Tutankhamun’un bu kadar ünlü olmasının sebebi eşsiz hükümdarlığı değil, el değmemiş mezarı oldu. “Çocuk Kral” olarak da bilinen Tutankhamun, 3 bin 300 yıl önce, 9 yaşında çıktığı tahttan 18 yaşındaki ölümüyle indi. Dokuz yaşında tahta çıktığında, ülkede hala ölen babası Akhenaten’in Mısır’ı geleneksel çok tanrılı dininden tek tanrılı bir dine geçirmeye yönelik verdiği çarpıcı kararın yarattığı kasola çalkalanıyordu. Hükümdarlığı süresince pek de önemsenmeyen Kral Çocuk, vakitsi ölümü ve hazineleriyle tanındı. Zamansız gelen ve belirsiz olan ölüm ise günümüzde bile çözülemedi. Bu vakitsiz ölümünün sebebi üzerine çok sayıda araştırma ve tahminler bulunuyor. Hipotezler arasında, en yakın danışmanları tarafından suikaste uğramasından, bir savaş arabası kazasına ya da sıtma gibi bir hastalıktan, genetik kemik problemlerine kadar birçok tahmin bulunuyor. Yapılan otopsi sonucu birkaç kırık kaburgaya sahip olması ve kalbinin de mumyalanması avlanırken öldüğüne dair delilleri güçlendiriyor.

Mezarı yağmalanmamış tek firavun

Kısacık hüküm sürüp bu kadar ünlü olmasının sebebi ise ne esrarengiz ölümü ne de yaptığı işler. Kralı bu kadar ünlü yapan tek şey mezar odası ve onunla birlikte gömülenler. Yağmalanmamış ve el değmemiş bu mezarda en çok dikkat çeken hazine parçası ise kralın neredeyse 10 kilo altın içeren ölü maskesiydi ve 1922 yılında Krallar Vadisi’ndeki el değmemiş mezarının keşfedilmesi oldu. Hazineleriyle gömülen Tutankamun’un mezarı sadece kendi hayatına değil tüm Mısır tarihine ışık tuttu. 20. Yüzyılın en önemli arkeolojik keşiflerinden de sayılan mezar, aynı zamanda tarihte keşfedilen en zengin ve en ilham verici antik kral hazinelerinden biri olarak kabul ediliyor.

Hazine sadece tarih ve sanat meraklılarını değil bilim dünyasını da şaşkına çevirdi. Değerli eşyalarının arasında meteorit demirinden yapılmış değerli bir hançer bulundu. Mısırlılar’ın, dünyada bu kadar bol miktarda demir varken, hançer metali için neden böylesinde alışılmadık bir kaynak kullanmış oldukları büyük bir merak konusu.

Esrarengiz mezarı sayesinde Kral Tutankamon onlarca Mısır Firavunundan daha ünlü olmayı başardı. Tüm dünyada büyük bir ilgi uyandırarak Mısır tarihine ve kültürüne diğer firavunların yaşarken yaptıkları yeniliklerden çok daha fazla katkı sağladı ve kültürün tüm dünyada somut yankı bulmasını sağladı.

“Tutankhamun’un  Laneti”

Bilimsel bir dayanağı olmasa da mezarın lanetli olduğu hem arkeologlar hem de halk tarafından kabul gördü. Bunun başlıca nedenlerinde biri, Firavun’un mezarındaki hiyeroglif yazısıydı. Yazı şöyle diyordu:
”Firavunun mezarına her kim dokunursa ölümün kanatları onu saracaktır.”

Yazının çözülmesinin ardından birbirinden esrarengiz olayların ardı arkası kesilmedi. Mezarı kızı ile birlikte keşfeden Howard Carter’ın değerli kanaryası nereden geldiği belli olmayan bir kobra yılanı tarafından yendi.

Mezarlığın bulunmasından birkaç hafta sonra kazıların finansal desteğini sağlayan İngiliz Lordu Carnavron’un sağlık durumu kötüye gitmeye başladı. Kan zehirlenmesi olduğu açıklanan Lord kısa bir süre sonra vefat etti.

Amerikalı milyarder George Jay Gould, mezarı ziyaret etti ve aynı gün aniden ateşlenerek öldü.

Radyolojist Archibald Reid, Tutankamon’un kaç yaşında olduğunu bulmak için X ışınları ile mumyada incelemeler yapıyordu. İngiltere’ye döndükten kısa bir süre sonra öldü.

Tutankamon’un mezar kalıntıları 1972 yılında Londra’da ve daha sonra Amerika’da sergilendi ve bu süre zarfında da gizemli ölümler yaşanmaya devam etti. Bu ölümlerin ardından mezarlarda zehir üreten bir tür bakterinin olabileceği iddiası üzerinde duruldu ancak bu hiçbir zaman kanıtlanamadı.

Yaşanan bu esrarengiz olaylar ise Kralın mezarının daha da ünlenmesini sağladı. 3 bin 300 yıl önce 9 yaşında tahta geçen sıradan bir firavun olan Tutankhamun, sırlarala dolu ölümünün hikayesi, el değmemiş mezar odası, ünlü ölüm maskesi ve tabutu da dahil tümü som altından eşyalarının bulunduğu sergi Istanbul’da. Sergide Tutankhamun ve eşi arasındaki güçlü aşk hikayesini, kısa süren hükümdarlığı ve trajik hikayesinin de izlenebiliyor. 60 yıldan uzun bir süredir dünyanın birçok yerini dolaşan ve 40 milyondan fazla ziyaretçiyle müzelerin rekorlarını kıran ‘Tutankhamun, Çocuk Kral’ın Hazineleri Sergisi’ Türkiye’ye, İstanbul’a geldi.  470 parça eserin sergilendiği ve 20. Yüyılın en büyük tarihi keşfi sayılan eserler, 20 Ocak’ta açılan sergi, mart ayının sonuna kadar UniqExpo’da ziyarete açık.

Kaynak:

https://tr.wikipedia.org/wiki/Tutankhamun

https://www.scmp.com/lifestyle/arts-culture/article/3206655/how-grave-pharaoh-tutankhamun-was-found-and-mummys-curse-media-peddled-when-digs-sponsor-died-soon

https://www.dispatch.com/story/entertainment/arts/2023/01/20/tutankhamun-his-tomb-and-his-treasures-opens-march-18-at-cosi/69826043007/

https://english.ahram.org.eg/News/484880.aspxRichard

Fotoğraflar: Sanatatak, Gazete Sanat

Okan Bayülgen’den Yeni Bir ‘Richard’

İstanbul’da yaşayan sanat severlerin izleyebileceği bir diğer kültür-sanat etkinliği ise Okan Bayülgen’in yazıp yönettiği William Shakespeare’nin ölümsüz tiyatro eserinin uyarlaması olan “Richard” oyunu. Shakespeare’in III. Richard eserini kendine özgün tarzıyla yeniden uyarlayan Okan Bayülgen, güçlü kadrosuyla seyirciye eşsiz bir deneyim yaşattı.

Richard, her ne kadar Shakespeare’in yapıtını merkeze alıyor gibi görünse de bu oyun aslında Shakespeare’in kurmaca III. Richard’ı ya da gerçek III. Richard’ı konu alan bir oyun değil. Okan Bayülgen’in Richard’ı günümüzün bir oyunu.

Kasım ayından bu yana oynana oyun; dekorları, kostümleri, orkestrası ve sanatçılarıyla tiyatro değil adeta bir sahne şovu.

Farklı hikayeler ve değişken zamanlar

Oyun dev tiyatro çarklarının dönmesiyle başlıyor ve tiyatronun son sahnesiyle başlıyor. Kendisine Richard Hell diyen bir adamın Shakespeare’in III. Richard eserini oynamak üzere olan bir Londra tiyatrosuna sızmasıyla başlıyor. Anlaması oldukça güç ve karmaşık olan bu hikâye oyunun içinde sunulan oyunlarla daha da karmaşık hale geliyor. Zamanların birisinin ileriye, birisinin geriye doğru akması da aynı şekilde hikâyeyi karmaşıklaştırıyor.

Bir tiyatroda kendini ısrarlarla işe aldıran Richard Hell’in karmaşık ve dramatik hikayesini tarihle ve trajediyle harmanladı Okan Bayülgen. Sekiz çocuku yoksul bir ailenin kötü büyütülmüş zavallı çcouğu olan Richard Hell (Okan Bayülgen) yeni geldiği, kaçtığı bu şehirde kendine yeni bir kimlik arayışında. Hem hayata tutunmak hem de yeni bir kimlik yaratmak isteyen Richard kendini bu tiyatroda Shakespeare’in kitaplarında bulur.  Kendi deneyimlerini askıya alıp, çok kısa sürede sürekli şekilde okuma yaparak, kimliğinin her parçasına başka kültürden ve tarihten kimlikler katar. Ayak işlerini yaptığı ve gece kaldığı tiyatroda kabul görmek ister.

Ancak herkes için alışılmadık, bilinmedik ve öngörülemez olduğu için kabul görmeyen ve istenmeyen kişi olur. Ancak kabul görme çabası hiç bitmez. Kendini günden güne tiyatroya bağlayan Richard, önce gezdirmekle sorumlu olduğu köpeği ardından da yavş yavaş tiyatrocuları öldürmeye başlar.

Bu sırada kemikleri bir otoparkta bulunan ünlü İngiltere krallarından III. Richard’ın sevenleri olan Richardiyenler, tiyatroya para öder ve oyunun oynanmasını ister. Richardiyenler, III. Richard’ın Shakespeare’in kötücül karakteri gibi değil, çok daha insani bir şekilde betimlenmesini talep eder ve bunun için rüşvet verirler. Richard Hell, bu tiyatroda yatıp kalkarken tüm provalara şahit olur ve oyunları ezberler ve kitapları okumayı bir an bırakmaz ve kendini Shakespeare’in Richard’ı yerine koymaya başlar.

Richard için aynı hazin sonu

Yavaş yavaş Richard Hell gerçek hayatla Kral Richard oyununu ayırt edemez hale gelir. Günden güne ele geçirdiği tiyatroda önce kral sonra yönetmen olur. Gerçek hayattan ayıramadığı karakteriyle sahnede kendini kaybeder. Şiddet, intikam ve hırsla bürünmüş Richard sahnede katil olur. Tiyatroya çağrılan polisler cinayetlerden haberdar olurlar, aynı anda kazayı ve cinayetleri araştırmaya başlarlar.

Kimliğini bir insan olarak değil, insan üstü bir yeni varlık olarak şekillendiren Richard, hırsları, yalanları ve kimliksiz kimliğiyle sadece tiyatroya değil tüm şehre ün salar. Tiyatronun sonunda yalanlar ve saklananlar gün yüzüne çıkarken Richard kaybeder, tıpkı Shakespeare’in III. Richard’ında olduğu gibi.

Kaynak:

https://lifeartsanat.com/2022/11/19/okan-bayulgenden-sanatsal-bir-basyapit-richard-yasam-kaya/

https://www.zorlupsm.com/etkinlikler/richard

Fotoğraflar: Zorlu Performans Sanatları, Erdem Tatar 

Sînemaya Serbixwe – www.sinemayaserbixwe.com

 

COMMENTS

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir