Ötekileştirilenlerin sinemada varoluşu

Haber-Yazı: Salih Gülenç

Erkek egemen dünyada ötekileştirilen ve tarihsel süreçten kaynaklı patriyarkal zihin dünyasının etkisiyle toplum tarafından da yok sayılarak görülmeyen ötekilerin sinemasında LGBTİ+’ları anlatan filmler, her geçen gün tüm dünya üzerinde tüm dünya sinemalarında gittikçe daha fazla önem kazanmaya devam ediyor. 1990’lı yıllardan başlayarak ortaya çıkıp gelişen “Yeni Queer Sinema” akımı tanımı ilk kez 1992 senesinde Amerikalı akademisyen ve yazar B. Ruby Rich’in, İngiliz Film Enstitüsü’nün dergisi olan Sight & Sound’ta yayınlanan makalesinde kullanılmıştır*.

Sinemanın ortaya çıktığı ve geliştiği dönemlerden bu yana Lgbti+ karakterlerin yer aldığı “Queer” temalı bir çok sinema filmi çekilmiştir. Amerikada bağımsız sinema içerisinde ortaya çıkan ve Britanya’da çekilen bir kaç filmle beraber izleyici tarafından karşılığını bulmaya başlayan “Yeni Queer Sinema” akımı queer temalı bağımsız filmleri bünyesinde barındırmaktadır. 1990’lı yıllardan günümüze kadar geçen süreçte çekilen bir çok sinema filmini takip eden dönem içerisinde özellikle son on yıldır gerek Hollywood sineması başta olmak üzere dünyanın birçok yerindeki sinema sektöründeki yapımcılar, LGBTİ+ temalı hem sinema filmleri hem de belgeseller çektiler ve yeni film projeleri sinema izleyicisi ile buluşturmaya devam ediyorlar. Sinema için çekilen bağımsız filmlerin yanı sıra dijital platformların yaygınlaşması ile dijital platformlar için çekilen film ve dizilerde de queer temalı filmlerin görünürlüğü daha fazla artmaya başladı. Daha çok bağımsız sinema alanında çekilen queer filmlerin izleyicisi de her geçen gün daha fazla artmaktadır.

Cannes, Berlin, Venedik, Toronto, Altın Küre, BAFTA ve Akademi Ödülleri (Oscar) gibi film sektörü açısından en önemli festival ve film ödüllerinde bir çok dalda ödüller kazanan queer temalı LGBTİ+ filmlerinin başarısı, sinema seyiricisi tarafından daha fazla ilgi görmesi ve üniversitelerde eskiye oranla daha fazla tez konusu bir çok açıdan olarak incelenmesi, sinema sanatı ve film sektörü açısından önemli bir konumda yer aldığının başlıca göstergeleri. Son yıllarda sinema sanatı ve sektörünün en önemli film festivallerinin cinsiyet başlıklı ödülleri kaldırarak tek kategoride birleştirmesi ve queer filmlerin eskiye oranla film festivallerinin ana kategorilerdeki yarışma bölümlerine daha çok seçilmesi gibi bir çok neden film festivallerinde cinsiyet ayrımcılığına yönelik bir tavrın ve duyarlılığını gelişmeye başladığını göstermektedir.

Dünyanın en önemli sinema sektörlerinden biri olan Hollywood’un LGBTİ+’lar hakkında bir film ya da içerik hazırlaması kayda değer olmakla birlikte dünyanın birçok yönetmenini ve sinema yapımcılarını beraberinde etkilemiştir. Böylelikle LGBTİ+’lar’ı konu alan filmler sayesinde hem bir görünürlük hem de bağımsız sinema sektörünün yok sayılan ve ötekileştirilen kesimlere karşı toplumsal gerçekçi rolünü almaya başladığını gözlemlemekteyiz. Haber araştırması yaptığımız kaynaklarda elde ettiğimiz bulgular, LGBTİ+’lar hakkında film ve içerik hazırlamanın zamanla nasıl bir aşamadan geçtiğini gösteriyor.

1990’lı yıllara kadar çekilen yüksek bütçeli bir filmlerde tek başına kadına yer verilmezken kadın başrol oyuncularının erkek başrol oyuncularının önüne geçmesine de izin verilmezdi. Aktrisler (kadın oyuncu)  ve Aktörler (erkek oyuncu) arasında çok belirgin bir şekilde ücret farklılıkları yaşanıyordu. İşte tüm bu durumların altında erkek oyuncuların gişede daha iyi hişe hasılatı yaptıkları düşüncesi vardı.

Lezbiyenliği konu edinen ya da başrol karakterinin bir lezbiyeni canlandırdığı bir filmin yapılması, Hollywood gerçekliğinden uzakt bir durumdu. Bir lezbiyen filminin gişede hüsrana uğramasının kaçınılmaz olduğu düşünülüyordu. Ancak tüm bunları 1990’lı yıllara gelindiğinde değişmeye başladı. “Deyim yerindeyse Hollywood paranın homofobik olmadığını keşfetti.’’ 1990’lı yıllardan günümüzde kadar gelen sinema sektörü içerisinde özellikle bağımsız sinema içerisinde önemli bir konumda yer almaya başlayan Lgbti+ temalı filmler ötekileştirici bir dile dikkat çekerken önyargıların ve homofobik düşüncelerin yıkılmasını ve değişmesini sağlayabilmektedir. Toplumsal değişim ve dönüşümleri anlatan filmleri insani açıdan hayati önemde olan dönüşümleri de beraberinde getirmektedir.

‘’İlki 1977’de San Francisco’da yapılan Gey Filmleri Festivali de tıpkı Sundance gibi etkin bir konuma geldi. Gey ve lezbiyen filmleri binlerce izleyiciye ulaşır hale geldi. Bir zamanlar kısıtlı çevrelere hitap eden filmler gerek üretim gerekse tüketim aşamasında heteroseksüellerin de ilgisini çekmeye başladı.’’***

Gey ve lezbiyen filmlerinin bir pazar oluşturmasına neden olarak dört ana etkenden bahsedilir. Bunlardan ilki yukarıda bahsedildiği gibi gey ve lezbiyen film festivalleridir, festivaller aracılığıyla filmler daha fazla sinema izleyicisine ulaşmaktadır. 1980’li yıllar içerisinde Amerika’da eyaletlerde yer alan her büyük kentte bir gey ve lezbiyen film festivali gerçekleştiriliyordu. Bu festivallerden en büyüğü ve köklü bir geçmişe sahip olan film festivali San Francisco şehrinde düzenleniyordu. Tamamının eşcinsellik temalı olmadığı 400’e yakın filmin San Francisco’daki festivalde gösterimi yapılıyordu. “Bu festivalin Hollywood’a ilk ve en büyük transferi 1987’de Mala Noche adlı filmiyle büyük ödülü kazanan Gus Van Sant oldu.”***

İkinci etken ise hızla yayına başlayan gey ve lezbiyen dergileri olduğu belirtiliyor. Dönem içerisinde yayınlanmaya başlayan bu yeni dergilerin birçoğunda sinema sayfalarına yer veriliyordu ve eleştiri yazılarının yanı sıra yıl içinde en çok satan videokaset listelerine yer vererek gey ve lezbiyen filmlerinin pazarı oluşmasını destekleniyordu. ***

Yukarıda bahsedilen konu, sinema kuşağının bir zamanlar içinde yaşadığı değişimi ve dönüşümü dile getirmekle birlikte, Türkiye’de LGBTİ+’lar ilk sinema filmine denk geliyoruz. İlk kez 1962 yılında Ver Elini İstanbul adlı film lezbiyen konulu bir film olarak karşımıza çıkıyor. İki kadının öpüşmesi yer almaktadır. 

Yeşilçam’da LGBT bireyleri konu alan on dokuz film vardır. Bunlardan on altısı lezbiyenlik, ikisi eşcinsellik, bir tanesi ise trans birey filmidir. Ara ara dönemler arası LGBT bireyleri konu alan filmlerde bir azalma görülse de 1970’ler sonrası hızlı bir artış görebiliriz. 

Konu hakkında sayısız veri, binlerce film ve yüzlerce belgeseller mevcut. Fakat sizler için LGBTİ bireyleri anlatan derlediğimiz en iyi filmleri ve yönetmenleri filmin konusuna göre sıraladık. 10 filmin yer aldığı listede sinema filmleri ve dijital platformlar için çekilen filmler de yer almaktadır.

1: My Policeman  

Filmin Konusu: Yazar Bethan Roberts’in aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan film, polis memuru Tom (Harry Styles) ve eşi Marion (Emma Corrin) ile bir müzede küratör olarak çalışan Patrick’in (David Dawson) arasında 50’lerin sonunda gelişen aşk üçgenini anlatıyor. Eşcinselliğin yasa dışı olduğu bir dönemde Tom ve Patrick arasındaki ilişki gün yüzüne çıkacaktır. Senaryosu Ron Nyswaner tarafından yazılan film 2022 yılında vizyona girmişti.

Yönetmen: Michael Grandage 

2: Bros

Filmin Konusu: “Bros” filmi bağlanma sorunları yaşayan iki eşcinsel erkeğin hikayesini beyaz perdeye taşıyor. Birbirlerinden etkilenip, ilişki yaşamalarıyla beraber bambaşka bir hal alan hayatları değişmiştir. 2022 yılında sinema izleyicisi ile buluşan filmin senaryosunu filmini yönetmeni olan Nicholas Stoller yazmıştı.

Yönetmen: Nicholas Stoller 

3: Fire Island

Filmin Konusu: “Fire Island”, LGBTQ+ topluluğu için sıcak bir nokta olduğu bilinen Long Island bölgesinin güney kıyısında yer alan Fire Island’a bir hafta sürecek bir tatile giden iki yakın arkadaşın hikayesini anlatıyor. 2022 yapımı olan filmin senaryosu Joel Kim Booster’a ait.

Yönetmen: Andrew Ahn

4: Crush 

Filmin Konusu: Hevesli genç bir sanatçı, kendi iradesinin dışında lisedeki koşu takımına katılmaya zorlanır. Bu durum onun açısından tamamen kötü bir anlama gelmemektedir, çünkü koşu takımında yer alması ona uzun bir zamandır aşık olduğu kızı görmesinine sağlar. Ancak, bir süre sonra tamamen başka bir takım arkadaşına gönlünü kaptırdığı zaman işler bambaşka bir hal alır. “Crush” filmin senaryosunu Casey Rackham yazmıştı ve 2022 senesinde vizyona girmişti.

Yönetmen: Sammi Cohen

5: Girl Picture 

Filmin Konusu: Dijital film ve dizi platformu Netflix’in tüyler ürperten ve başka bir gizemli ölüm olayını aydınlatmaya çalışan belgeseli “Girl Picture”, otoyolda ölmek üzereyken bulunan bir kadının kim olduğu, bu duruma kimin neden olduğu ve gizemli bir yaşam hikâyesini ortaya çıkarma çabasına odaklanıyor. Daniela Hakulinen’ın senaristi olduğu “Tytöt tytöt tytöt” filmi 2022 yılında izleyiciyle buluştu.

Yönetmen: Alli Haapasalo

6: Aramızdaki Görünmez Bağlar (The Invisible Thread)

Filmin Konusu: Leone, sıradan bir yaşam süren bir gençtir fakat iki babası vardır. Babalarıyla birlikte İtalya’da mutlu bir yaşam süren Leone bir gün okul için ödev yapması istenir. Ödevinin konusu ise ailesini tanıtacağı kısa bir film çekmesidir. Genç Leone, ailesinin arkadaş çevresi tarafından hoş karşılanmayacağını düşünerek film ödevini çekmeye başlar ve ödevini teslim sürecinde daha önce hiç karşı karşıya kalmadığı zorluklarla karşılaşır. Netflix yapımı olan filmin senaryosu aynı zamanda filmin yönetmeni olan Marcı Simon Puccioni tarafından yazıldı ve 2022’de yayınlandı.

Yönetmen: Marcı Simon Puccioni

7: Cobalt Blue 

Filmin Konusu: Yönetmen Sachin Kundalkar’ın büyük övgü alan kendi aynı adlı romanından sinemaya uyarladığı “Cobalt Blue” filmi umut vaadeden bir yazar ve özgür ruhlu kız kardeşinin, evlerinde oda kiralayan esrarengiz pansiyoner aşık olmasını anlatır. Sonrasında yaşanan durumlar bu geleneksel aileyi derinden sarsmaya başlar. 2021 yılında izleyiciyle buluşan film yine bir Netflix yapımı.

Yönetmen: Sachin Kundalkar 

8: My Fake Boyfriend 

Filmin Konusu:  Zor durumda kalan genç bir adam, en iyi arkadaşının tavsiyesi ile eski sevgilisini hayatından uzak tutmak amacıyla sahte bir erkek arkadaş bulmak için sosyal medyayı kullanmaya başlar. Bu süreç sonunda hayatının gerçek aşkıyla tanışan adam için her şey ters teper ve sosyal medya üzerinden tanıştığı sahte erkek arkadaşından ayrılması zordur. 2022 yapımı olan filmin senaryo kadrosunda Joe Wanjai Ross, Greg Boaldin, Luke Albright yer alıyor.

Yönetmen: Rose Troche 

9: Rocketman

Filmin Konusu:  Müzik dünyasının en önemli isimlerinden birisi olan ve ölümsüz eserleriyle tanınan Elton John’un Royal Müzik Akademisi’ndeki eğitiminin ardından bir dahi olarak çıkarak süperstarlık basamaklarını tırmanır ve söz yazarı Bernie Taupin ile olan işbirliği süreci ile hayatı değişir. 2019 yılında vizyona giren filmin senaryosunu Lee Hall yazdı.

Yönetmen: Dexter Fletcher

10: Posledice

Filmin Konusu: 18 yaşında olan Andrej, sergilediği sorunlu davranışlarına daha fazla katlanamayan annesi tarafından ıslah evine gönderilir. Mahkeme kararıyla ıslah evine gönderilen Andrej, burada tanıştığı ve kendisi gibi sorunlu bir genç olan Zele’nin çetesine dahil olur. 2018 vizyon tarihli olan filmin senaryosu da filmin yönetmeni Darko Stante’ın imzasını taşıyor.

Yönetmen: Darko Stante

Kaynaklar:

**https://cins.ankara.edu.tr/queercinema.html

***https://m.bianet.org/bianet/print/33760-sinemalez-yeni-escinsel-sinema

Filmler: imdb.com ve sinemalar.com

Sînemaya Serbixwe – www.sinemayaserbixwe.com

 

COMMENTS

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: